Trading’de Babe Ruth Etkisi

%title

Dostlar, merhaba. Şu yukarıda resmini gördüğünüz delikanlıyı tanıyan çıkar mı acaba aranızda? Kendisi bir spor efsanesi. Bizim memlekette çok ilgilenilmeyen, çok takip edilmeyen bir sporda, Beyzbol’da çok büyük işler başarmış, tarihe geçmiş, çok konuşulmuş biri.

Kendisiyle ben de başka bir vesileyle tanışmıştım esasen, ancak kendisini araştırdıkça, literatüre kazandırdığı bir tanım olan “Babe Ruth Etkisinin” aslında Trading dahil hayatın her alanında önemli olduğunu idrak ettim ve bu vesileyle kendisini sizlerle de tanıştırmak istedim.

Trading'de Babe Ruth Etkisi
Trading’de Babe Ruth Etkisi

Bu dalyanın ismi Babe Ruth. Kendisi profesyonel Beyzbol Oyuncusu. Asıl ismi George Herman Ruth. BABE onun takma ismi. Kendisine The Bambino veya the Sultan of Swat da diyorlar. 22 yıllık bir beyzbol kariyerine sahip. Tamamı ABD’nin en büyük Beyzbol ligi olan MLB’de (Major League Baseball) geçmiş.

Beyzbol bir istatistik sporu. Muhtemelen spor dalları arasında istatistiklerin bu kadar net bir şekilde tutulduğu ve kullanıldığı, takip edildiği başka bir spor dalı yoktur. Batting Average, Slugging Percentage tarzı onlarca kriter her oyuncu ve takım için adım adım takip edilir. Çoğu da analiz edilir ve daha iyi bir performans için kullanılır.

Bu istatistiklerin hesaplanmasının Trading ile de çok ilgisi vardır. Mesela Batting Average, Mark Minervini’nin de çok sıkı takip ettiği bir veridir. Aslında Win Rate oranıyla benzerdir ancak bir takım farklılıkları vardır. Belki bir ara bunu da anlatırım.

Bu istatistiklere bakıldığında, Babe Ruth ile ilgili ilginç bir iki data göreceğiz. Babe Ruth, esasen Batting Average’i çok düşük bir sporcu. Yani, kendisine fırlatılan topa “vurma” yüzdesi düşük, %30-40’larda dolaşıyor. Her 10 topun neredeyse 6’sına vuramıyor. Kaçırıyor.

Ancak kendisinin farklı olduğu konu, vurma gücü.

Şöyle bir cümlesi var, diyor ki: “I swing big, with everything I’ve got. I hit big or I miss big.”

Şöyle çevirebiliriz: “Topa çok güçlü vurmaya çalışırım, ne kadar gücüm varsa hepsini kullanırım. Ya çok büyük vururum, ya çok büyük kaçırırım”

Yani, her 10 toptan yalnızca 3 veya 4’üne vuruyorum belki ama, vurduğumda da topu yakalamayı bırak, görebilmen imkansız. Bu vuruşlarda topu öyle uzağa fırlatıyor ki, “home run” dedikleri ve oyuncuya-takıma puan kazandıran köşe koşularını kolayca tamamlayacak zaman yaratılıyor.

Bu mevzuyu ben nereye bağlayacağım? Tabi ki Trading’e. Trend Takipçiliğine.

Trading malum, onunla yatıp, onunla kalkıyoruz. Bir saatimiz bile yoktur ki, aklımızda Trading ve alakalı konularla ilgili düşünceler çarpışmasın. Ne yapalım, müptelası olmuşuz, seviyoruz, hastasıyız bu işin.

Yakın takip edenler bilecektir, Trading’te kendi kimliğimi Price ActionSwing Trade – Trend Takipçiliği üçlüsüyle buldum, çok uzun süredir de bu tarzda trade edip, bu tarzda içerik üretiyor, sizi de bu tarza yaklaştırmaya çalışıyorum. Gösterdiğim her yol bu haritaya göredir.

Trend Takipçiliği için çok çok önemli bir kitap vardır, ismi aynıdır: Trend Takipçisi. Yazarı Michael W. Covel’dir. Bu kitap benim için de çok önemlidir, bir nevi başucu kitaplarımdan biridir. Herkese okumasını önerdiğim bir eserdir. Yakın zamanda Kitap Tavsiyeleri bölümünde bir de incelemesini yapacağım.

Bu kitabı okuyanlar bilir, kitabın bir yerinde Babe Ruth Etkisi denir, bir olgudan bahsedilir. İşte bu yazıdaki Babe Ruth, size yukarıda anlattığım Babe Ruth.

Babe Ruth etkisi de, “çok dene, çok yanıl, ancak yanılmadığında da işin suyunu çıkar” etkisi olarak özetlenebilir.  

Babe Ruth Etkisinin Trading ile Alakası Nedir?

Yukarıdaki cümleyi Trading’e çevirelim.

Aşağıda sizlerle bir tweetimi paylaşıyorum. Bu tweet bolca RT edildi, bolca sevildi, bu tweetten bolca bahsedildi, yazdığım tweetler arasında klasikler kategorisine girdi. Var olun.

%title

Tweet aslında kendi kendini açıklayıcı, vurucu bir tweet. Trading’in profesyonel tarafının çok kısa bir açıklayıcısı. Zararı hızlıca kes, kazanca deli gibi tutun. Eğer Trading’i bu bakış açısıyla yönetirsen, Winrate’in düşük de olsa, yani 10 işlemden 6-7’sinde eksi bile yazsan, kasan artıya geçer.

Çünkü Trade başı 1R (Risk) zarar edersin, ancak kazançla yönettiğin ve trendi sürdüğün bir setuptan 5-6R kazanırsın. Böylece kendine hem hata yapma marjı yaratırsın, hem de kasayı artıya geçirirsin. Formülü şudur:

%title

İşte, esasen, Babe Ruth Etkisi’nin Trading ile ilintisi bu. Analiz et, pozisyona gir, olmayanı hızlıca kes, olanı besle ve büyüt.

Babe Ruth da çok topa vuramıyor, ancak vurduğu topa da öyle bir vuruyor ki, kendisi iki kere sahayı gezecek kadar zaman kazanıyor. Biz de eğer iyi işleyen ve yükselen bir pozisyona tutunur, trendi sürersek, R’yi büyütürsek, 7R-10R kazanırsak, bu bize bir sürü “vuruş kaçırma” marjı verecek. Bu hem büyük bir psikolojik rahatlık, hem de uzun vadede çok büyük bir pozitif çıktı demek.

O yüzden, bir Trader olarak belki kariyerinizin şu aşamasında ihtiyacınız olan şey şudur: çok sağlam analizlerinize eğer fiyat da değer veriyorsa ve sizin planladığınız yöne doğru ilerliyorsa, ONA TUTUNUN. Durduk yere, nedensiz, sebepsiz satmayın, kazancı büyütmeye çalışın. Bunu yaparken Babe Ruth’tan da ilham alın.

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim dostlar, aşağıdan da bu yazıyı sosyal medya hesaplarınızda paylaşırsanız çok mutlu olurum. Görüşmek üzere.

Print Friendly, PDF & Email
Yazılarımı Aşağıdaki Butonları Kullanarak Arkadaşlarınızla Paylaşabilirsiniz:

Yazar: Borsanın İzinden

Diğer Yazıları

2 Comments on “Trading’de Babe Ruth Etkisi”

  1. Elinize sağlık, yazılarınızı zevkle okuyorum. Aslında geçmişe dönüp baktığımda ve bir trade muhasebesi yaptığımda benim de aklıma buna benzer düşünceler gelmişti. Tabi ki siz konuyu çok güzel toparlamıșsınız.

    1. teşekkür ederim. geçmişe doğru bakıldığında mutlaka en ideal şeyler akla geliyor ancak dönüp yaşamaya başlayınca ne yazık ki düşündüğümüz gibi yaşayamıyoruz. başarılı insanlar işte bu “hayal edilen-yaşanan” arasındaki farkı minimuma indirenler arasından çıkıyor. başarılar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir