Dostlar, herkese merhaba.
Sizlere bugün yabancı kaynaklarda, trading kitaplarında ve eğitimlerde sıklıkla görebileceğiniz, benim de Price Action eğitiminde bahsettiğim overhead supply terimini ve bunun ne anlama geldiğini anlatmak istiyorum. Kağıdı, kalemi çıkarın, not tuta tuta ilerleyelim.
Bu overhead supply mevzusunun önce Türkçe ismini koyarak başlayalım yazıya. Bunun birebir Türkçesi yok, ancak ben “maliyetime gelsin satacağım direnci” olarak Türkçeye çevirdim, hayırlı olsun. Ne demek bu şimdi? Başlıyorum o zaman.
Öncelikle şundan bahsetmek lazım, Overhead Supply dediğimiz şey aslında bildiğimiz “arz bölgesi” ancak kimliği diğer arz bölgelerinden bir miktar farklı. Bir nevi daha “psikolojik” bir arz bölgesi olarak tanımlayabiliriz Overhead Supply’ı. Neden psikolojik? Anlatacağım.
Kelime anlamı olarak “kafa üstü arz bölgesi” şeklinde Türkçeye çevrilebilir ama hoş olmadı gördüğünüz gibi. O yüzden Türkçeye çeviri işini bırakalım. Ama şunu diyelim: genel olarak fiyatın yukarı hareketindeki olası güçlü arz bölgelerini tanımlıyor bu terim. Tabi, “yukarıdaki arz bölgeleri” deyince, hemen şu soru akıllara geliyor: “hocam arz bölgesi zaten mantık olarak “yukarıda” olmak zorunda değil mi?
Hayır, değil. Çünkü arz bölgesi, grafik üzerinde satışın alışa galip geldiği, yani ürünü elinde tutan kişilerin ürünü her defasında daha aşağıda bir fiyattan satmaya ikna olduğu bölgelerdir. Bu bölge illa yukarıda olmak zorunda değildir, aşağıda da olabilir.
Bir örnek verelim buna. Mesela aşağıda kırmızı ile işaretlediğim bölge de bir Supply Zone, yani bir Arz Bölgesidir. Neden? Çünkü fiyat o bölgede bir konsolidasyon yarattıktan sonra, yani arz ve talep dengeye oturduktan belli bir süre sonra, yine aşağı kırmıştır.
Dolayısıyla aşağı kırılan bu bölge artık bir Supply Zone olarak belirlenmelidir. Bu bölgede oluşan önceki fiyat hareketi fiyatı aşağı doğru ittirebilecek güce sahiptir ve fiyatın bu bölgeye tekrar hareketi, aynı arzı tekrar oluşturabilir. Bunu kendinizden düşünün. Mesela maliyetiniz aşağıdaki grafikte 1 numaralı bölgede diyelim. 1 numaralı bölgeden bu ürünü, hisseyi, kriptoyu, varlığı aldınız. Beklentiniz ne? Fiyatın yükselmesi ve sizin para kazanmanız değil mi?
Ancak fiyat düşmeye devam etti ve zarardasınız. Keyifler kaçık. Fiyat sonrasında bir miktar daha düştükten sonra yataya bağladı (kırmızı bölge). Siz şimdi bu kırmızı bölgede, fiyat yataya bağlayınca yavaş yavaş umutlanıyorsunuz değil mi? “eh, en azından düşüş bitti, fiyat yataya bağladı” diyorsunuz ve yukarı dönmesini bekliyor, umut ediyor, istiyorsunuz. Ancak belli bir süre sonra 2 numaralı hareket geliyor ve fiyat bu bölgeyi tekrar aşağı kırıyor. Yani ikinci tur düşüş başlıyor.
Siz şimdi bu 2 numaralı düşüşte artık umudunuzu kaybedip “tamam bu artık dönmeyecek, bari taşımayayım bunu daha fazla” deyip, fiyata bakmadan satıyorsunuz değil mi? İşte sizin satışlarınız ürünün fiyatını daha da hızlı düşürüyor. Bu tetiklenmenin başladığı bölge ise arz bölgesi oluyor. Normalde arz bölgesinin mantığı aşağı yukarı budur. Peki o zaman overhead supply dediğimiz mevzu nedir? Yukarıdaki mantığın tersini düşüneceksiniz. Aslında bu mevzu da, psikolojik açıdan aynı mantık. Detaya inelim.
Şimdi aşağıdaki grafiğe bir bakın. İlk yuvarlak bölgede 10 liradan 30 liraya hareket eden bir fiyat mevcut. Bu yolculukta bir sürü kişi yeni maliyet yapıyor, alım yapıyor, harekete katılıp para kazanmak istiyor.
İlk etapta gerçekten de kazanıyorlar. Ancak tabi nerede satacakları konusunda çok tecrübe sahibi değiller, dolayısıyla fiyat düşmeye başlayınca, market yapısı değişince bile ürünü ellerinde tutmaya devam ediyorlar. Belli bir yerden sonra belki ikinci ve üçüncü yuvarlakta maliyet düşürmek amacıyla yeni alımlar yapıyorlar veya o bölgelerde yeni oyuncular tahtaya giriş yapıyor. Ancak fiyat düşmeye devam ediyor.
10 liradan 30 liraya giden fiyat, son tahlilde 8 liralara kadar düşüyor. Şimdi 8 liraya düşen kağıtta, eski yatırımcının/traderın tamamı zararda. Bekle babam bekle. Yükselsin de maliyetine gelsin de, artıya geçsin de para kazan.
Zaman geçiyor, enflasyon bir yandan, kaçan fırsatlar bir yandan. Psikoloji feci yıpranıyor. Arkadaşın iyi paralar kazanıyor, bir sürü kişi farklı fırsatlar yakalıyor, belki mini bir ralli başlıyor, sende hareket yok. Aynı yerde takılmışsın.
Üstelik zarardasın. İşte böyle bir psikolojide sen tam olarak tahtada “overhead supply” yaratacak kişisin. Tabi tek değilsin, üstelik oldukça da kalabalıksın. Yani, fiyat yükseldikçe, maliyetine gelen kişiler olarak yavaş yavaş satıyorsun.
Senin maliyetin belki çok yukarıda ama aşağıda maliyetlenen ve zararda olanlar da var. Fiyat 12’ye çıkıyor, satış yiyor. 15’e çıkıyor, satış yiyor. 20’ye çıkıyor, satış yiyor. Kim satıyor? Tabi ki günlerce, haftalarca, belki aylarca bu maliyetlerde bekleyen kişiler. Kalabalıklar.
İnsanlar çok uzun süre zararda beklemenin psikolojisiyle, ekrandaki kırmızı zarar, yeşil kazanca döner dönmez satıyor. Satıp kurtulmak istiyor. Başka fırsatlara temiz kafayla odaklanmak istiyor. İşte bu satışlar grafik üzerinde bir sürü “overhead supply” bölgeleri yaratıyor.
Tabi akıllı para dediğimiz, akıllı trader/akıllı yatırımcı dediğimiz kişiler ve kurumlar için burada fırsatlar da doğuyor. Onlar tarafından, sizin pes edip sattığınız o mallar, daha yukarıdan satmak üzere uygun maliyetlenmeler olarak görülüyor. Çünkü daha önceden KAZANÇLA SATILAMAMIŞ bir fiyat noktası, fiyat geri düşüp tekrar o seviyeye geldiğinde, ortalama bir borsacı için çok ideal bir SATIŞ YERİDİR. Smart Money bunu bilir, o fiyat seviyesinde satılan malları da toplar ve yoluna devam eder. Satan, arkasından bakar.
İşte, overhead supply’ın hikayesi böyle. Tam da bu yüzden, grafiğin sol tarafının nispeten temiz olması, daha önceden herhangi bir yüklü maliyetlenme belirtisi olmaması pozisyona karar verirken değerlendirilmesi gereken önemli bir kriter bizler için. Veya yine grafiğin sol tarafındaki fiyat hareketinin çok kısa fiyat aralıklarında yüksek dalgalanmalar yapmaması gerekiyor, oluşan geçmiş dalgaların boyunun güncel zamanda bize yeterli marjı verebilecek kadar uzun olması gerekiyor.
Ek olarak, ATH setupları, yani zirve setupları bu yüzden güzel setuplardır, nispeten daha az risklidir, çünkü içeride “zararda” veya “maliyetini bekleyen” yani “overhead supply” yaratacak kimse yoktur. Herkes kazançtadır. Aynı aşağıdaki setuplar gibi.
Evet, uzun bir gevezelik oldu, konu konuyu açtı, sorularınız varsa cevaplamaktan memnuniyet duyarım. Umarım overhead supply mevzusu iyice anlaşılmıştır. Belki bir iki gün içinde örneklerle de desteklerim bu zinciri. Selamlar, iyi akşamlar, teşekkürler.