Dostlar selam. Yine gevezelikler, yine bir takım tecrübe paylaşımları, yine dertleşmeler. Ne yapalım, biz de bir kamera karşısında konuşmayı değil de, kelimelerle kendimizi anlatmayı seviyoruz, beni böyle kabul edip sevdiğinizi biliyorum, desteğinizi bekliyorum 🙂 Bu yazıda size, Borsaya Nasıl Başlanır başlığı altında, 10 yıl önceki aklım olsaydı nelere dikkat ederdim, ondan bahsedeceğim.
Yazının fragmanını bir tweette paylaştım, olay oldu. Şimdi devamını getireyim istedim. Yazımın başlığı çok vurucu: “Borsaya Nasıl Başlanır: Şimdiki Aklım Olsa 10 Yıl Önce Borsaya Nasıl Başlardım?”. İçeriği de aynı şekilde vurucu olacak, o yüzden bıkmadan usanmadan, zincir tweetleri boyunca benimle kalmaya çalışın. (Bu arada, Şimdiki Aklım Olsa Borsaya Nasıl Başlanır yazısının ikincisi de yayınlandı, onu da okumak için tıklayın: Şimdiki Aklım Olsa Borsaya Nasıl Başlanır – Yazı 2)
Ben başladığımda Twitter filan bu kadar aktif değildi, genelde forumlarda takılırdı borsacı höstadlarımız. Ancak zihniyet çok da farklı değildi. Yine 3-5 pırlanta gibi adam vardı bildiklerini anlatan, geri kalanı silme şovenist, egolu, sıkıntılı, sorunluydu. Ancak en çok reytingi de bu tür sorunlu kişiler alırdı, çünkü uçacak/kaçacak tarzında hayal tacirliğini en iyi bunlar yapardı. İnsan ilk başladığında ister istemez hayallere dalıyor, istifa edeceğim, evin bir odasını borsa odasına çevireceğim, canlı trade edeceğim.
Tabi bu hayallerin gerçekleşebilmesi için, süreci hızlandırmak gerekli. Süreci hızlandırabilmek için de, bu tarz hayal satan höstadları takip etmeli. Çünkü adamın söylediği %5-%10 yapıyor zannediyorsun. Halbuki arkada fine-tuning algı ayarları var, sonra ayılıyorsun.
Şimdiki aklım olsa, ne foruma, ne Twitter’a, ne facebook gruplarına. Hiç birine girmezdim. Bu işi başından sonuna kadar, belli bir seviyeye gelene kadar tek başına halletmeye çalışırdım. Bunun için iyi bir kitap okuyucusu, iyi bir araştırmacı, iyi bir Google kullanıcısı olmak gerek. Ancak her şeyden önce, iyi bir İngilizce gerek. Çünkü eğer Türkiye’de biz Van Gölündeysek, dışarıda bu işi Akdeniz’de, hatta Atlantik Okyanusunda yapıyorlar. Yani bizim Trade ekosistemimiz, içeriklerimiz, kaynaklarımız hep kısıtlı. Sorunlu. Yalan yanlış, eksik.
Devam edeyim, şimdiki aklım olsaydı, kesinlikle “kısa yol” peşinde koşmazdım. Bu işin zamanla, sağlam adımlarla, yavaş yavaş elde edilen bir yetenek olduğunu erkenden anlardım. Parayı arka plana atmaya çalışır, yetenek geliştirmeye odaklanırdım. Piyasa yeteneğe para ödüyor.
Şimdiki aklım olsaydı, 5 dakikalık grafiklerde saatlerce, saatlerce ekran izledim. Hiç bir işlem yapmadan, oturur ekranın başına mumların oluşumunu izlerdim. Mum nereye gidiyor, nereden/neden dönüyor olabilir, bu seviyeler neden önemli? Bu işin mantığını çözmeye çalışırdım. Yurt dışında “screen time” dedikleri bir olgu var. Bildiğiniz, ekran başında zaman geçirme tecrübesi. Çok fazla önem veriliyor ve zaten verilmesi de şart. Bizde çok konuşulmuyor. İşte konuşuyorum: Mutlaka saatlerinizi, haftalarınızı ekran başında fiyatı takip ederek geçirin. İşlem yapmanıza gerek yok ancak fiyat hareketleriyle fiyat seviyeleri arasındaki bağı kurmaya çalışın. Önceden biraz mum bilginiz olursa çok daha iyi olur, en azından mumlarla ve formasyonlarla da bağlantı kurarsınız.
Şimdiki aklım olsaydı kesinlikle Forex’ten, VIOP’tan veya Kripto’dan başlamazdım. Kesinlikle kaldıraç kullanmazdım. BIST100 hisseleri arasında dolaşırdım uzun bir süre. Demo Trading ile çok zaman kaybetmezdim. 1.000TL ile de olsa mutlaka canlı trade ederdim.
Şimdiki aklım olsa sabırsız davranmaz, kendime zaman verirdim. Kendimi kimseyle karşılaştırmaz, herkesin tecrübesine saygı duyar, kendi tecrübemi ve başarımı kendi hikayemle özdeşleştirirdim. En azından 2 yıl verirdim kendime. 2 dolu dolu yıl.
Şimdiki Aklım Olsa Borsaya Nasıl Başlanır?
Şimdiki aklım olsa işe teknik analizden değil risk/para yönetiminden, trade psikolojisinden ve sistem kurmadan başlardım. Bizler ne yazık ki kaybı görmeden bunlara odaklanmıyoruz. Halbuki önce bunlara odaklanmalı, sonra teknik analize girmeliyiz.
Şimdiki aklım olsa bir sistem kurmaya odaklanır, kurallara bağlı ve siyah-beyaz kadar net bir karar mekanizması oluştururdum. “dur ya satmayayım, belki buradan döner” dedirtecek herhangi bir koşul oluşmamalı. Aynı bir “kullanma kılavuzu” gibi, satır satır yazılmalı.
Şimdiki aklım olsa, tüm trade’lerimi mutlaka bir EXCEL tablosunda (veya herhangi bir araçta) takip ederdim. Neden girdim, nereden girdim, neden çıktım, nereden çıktım, hangi dersleri aldım, neler öğrendim tek tek geri gider bakar, ders çalışır gibi çalışırdım.
Şimdiki aklım olsa bana “pala, spek, manipülatörler, dış güçler, bıyıklılar” diyen herkesi engellerdim. Bir hata varsa, trade’de para kaybedildiyse tüm sorumluluğu ben, kendim, üstüme alırdım. Gerçeklerle yüzleşmekten korkmazdım. “hata yaptım, patladık ama ölmedik” derdim.
Şimdiki aklım olsa, stop olmakta dakika tereddüt etmeyecek şekilde eğitirdim kendimi. Bu disipline ve kararlılığa ne kadar erken ulaştırsam o kadar iyiydi. Ben çok geç ulaştım. Bir pozisyon zarardaysa ve sisteminize göre stoplanması gerekiyorsa, tartışma bitmiştir.
Şimdiki aklım olsa, kesinlikle tek hisse paramın tamamıyla girmezdim. Riski mutlaka 4’e, 5’e bölerdim. Bu portföye de tüm kasamı yatırmazdım. Borsa’ya toplam portföyün belli bir kısmıyla dahil olurdum. Borsadan ne kadar kazanırsanız kazanın, bu değişmez kuraldır.
Şimdiki aklım olsa, borsa ile ilgili kimseyi, AMA KİMSEYİ ilahlaştırmazdım. Hele ki görmediğim, tanımadığım, bilmediğim birilerini, HİÇ. Kimin ne yaşadığını, ne kadar kazandığını bilemezsin ya da ancak onların gösterdiği kadar bilebilirsin. KİMSEYE GÜVENME.
Güzel gidiyordu değil mi? Ama burada bir ara vereceğim, çünkü daha yazacak çok şeyim olmasına rağmen, geri kalanı ikinci yazıya bırakacağım. Kendi kişisel tecrübelerime göre 20 tweetin üstü zincirler okuyucuyu ekran başında tutamıyor. O yüzden uzatmayacağım dostlarım. Artık zincirleri maksimum 25 tweet yapmaya çalışacağım. İkinci yazı haftaya olacak ve yukarıdaki maddelere yenilerini ekleyeceğim. Takipte kalın, siteye girin, yazılarımı okuyun ve yazıları paylaşın dostlar.
Bu arada, Şimdiki Aklımla Borsaya Nasıl Başlanır yazısının ikincisi de yayınlandı, okumak için tıklayın:
Borsaya Nasıl Başlanır: Şimdiki Aklım Olsa 10 Yıl Önce Nasıl Başlardım? Yazı 2
Okumak için Tıklayın!
İyi akşamlar diliyorum. Borsaya Nasıl Başlanır sorusuyla ilgili zaman zaman kısa tweetler de atıyorum. Beni Twitter’da takip etmeyi unutmayın.
Tek tek sindire sindire okuyorum. Bu emek için teşekkür ederim size.
Emeğinize sağlık.
Oo cabuk bitti ya cay demlemiştim
Haklısın. Başlangıç yeri teknik analiz olmamalı. Risk yönetimi olmalı.
Tecrübelerinizi paylaştığınız için teşekkürler. Emeğinize sağlık.
teşekkür ederiz bu tecrübelerinizi bizimle ücretsiz paylaştığınız için.
Harika, teşekkürler
Risk yönetimi , trade psikolojisi ve sistem kurma ile ilgili önerebileceğiniz bir kaynak mevcut mu?
Hani derli toplu hepsini bir arada anlatıp küçük yatırımcıya yön verebilecek bir kaynak…
Elinize sağlık hocam.
Daha 17 yaşında ibrahim abimin bu değerli tecrübelerini yazilarini okumak son zamanda yasadigim en güzel şey