Sevgili dostlar, herkese merhaba.
Yeni bir yazı ile karşınızdayım, bu sefer konumuz burada yazdığım ortalama konulardan biraz daha farklı. O yüzden sonuna kadar dikkatlice okumanızı rica ederim.
Borsa İstanbul haberlerini yakından takip ediyorsanız, MEGAP kodlu Mega Polietilen Köpük Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, dün KAP’a gönderdiği haberle konkordato ilan ettiğini kamuoyuyla paylaştı. Bu hisse Türkiye’nin en önemli hisse senedi pazarlarından biri olan ana pazarda işlem görüyor, son bilançosu gayet iyi, öncesinde ufak tefek sinyaller hariç çok büyük bir “tehlike sinyali” vermemiş bir hisse.
Ancak bir akşam, tüm yatırımcısını şoke edecek şekilde konkordato ilan edebiliyor. Bir sürü kişi içeride, hissesi var, parası var, birikimi var. Bunların hepsi mağdur ediliyor, denetim firmaları gerekli denetimleri yapıp öncesinde gerekli bayrakları kaldırmıyor, SPK tarafında bir sessizlik hakim, şirketin yatırımcı ilişkileri suskun, borsadaki tahtası geçici olarak da olsa kapanıyor, kafalarda onlarca soru işareti mevcut.
Her neyse, şimdi konumuza dönelim.
Şimdi göreceksiniz, bu MEGAP olayında Twitter’da tüm temelciler kendi sistemini savunacak, tüm teknikçiler de kendi sistemini savunacak. Herkes “bu önceden görülebilirdi” diyecek, kanıtları sunacak, “bana güvenin ben bildim, bu belliydi zaten” diyecek.
Ancak hepsi hikayedir dostlar. Batan batmıştır, kapanan kapanmıştır, iflas eden etmiştir, mağdur olan olmuştur.
Peki, gerçek olan nedir biliyor musunuz?
Gerçek olan; açtığınız/açacağınız pozisyonlarla ilgili internette veya çevrenizde yazan HİÇKİMSENİN fikrine ihtiyacınız olmayacak kadar KENDİNİZİ GELİŞTİRMENİZDİR. “Yine ne yazıyor bu ya” diyecek kadar ilerleyin ve kararlarınızda yalnızlaşın sevgili dostlar.
Çünkü, internette hep “ben demiştim” cümleleri göreceksiniz. Herkes doğru zamanda satacak (!), doğru zamanda alacak (!), en doğru kararları hep onlar verecek.
Ancak unutmayın:
Bugün “ben demiştim abi” diyenler yarın başka bir olayda patlayacak. Bugün “bak dibi buldum” diyenler yarın kol bacak bile kesemeyecek seviyede zararda olacaklar. Bugün “bakın en tepede sattım” diyenler bir gün öyle bir trend kaçıracaklar ki inanamayacaksınız. Bugün bir şeyleri iyi tahmin edenler yarın inanılmaz kötü bir tahminde bulunacaklar. “Adama bak her şeyi biliyor” dediğiniz kişi bir gün bir şeyi bilemeyecek ve siz onunla girdiğiniz pozdan feci patlayacaksınız.
Olayın özeti şu: Hayatınızın kararlarını birine bağlarsanız, o insanın hatalarına da kendinizi bağlıyorsunuz.
O insanın hataları gerçekleştiğinde siz sorumluluk almadığınız için, gelişemiyorsunuz. Hatta geri gidiyorsunuz. “Hayatımın tüm kararlarının tüm sorumluluğu benimdir” demeyen hiç kimse bir arpa boyu yol alamaz.
YALNIZLAŞIN.
Bakın, ben kendimden örnek vereyim.
Kaç yıldır buralarda içerik üretiyorum, borsa yazıyorum, trading yazıyorum, risk yönetimi yazıyorum.
Trading’in bir risk yönetim oyunu olduğunu, düşük riskle yüksek ödül kapmaya çalıştığımızı, bunu yaparken de bol bol stop olduğumuzu, oyunun bir parçasının da doğru pozisyonu bulana kadar kontrollü kayıplar vermek olduğunu bin kere yazmışımdır.
Ama ben bile bir bakıyorum, zamanında buraya paylaştığım setuplardan kazananlar “abi kaplansın, aslansın, adamsın, paşamsın” derken, yine aynı kişiler bir iki stoplu pozdan sonra laf sokmaya başlıyorlar. Kimisi takibi bırakıyor, kimisi engelliyor vesaire.
Ha tabi, bu benim için kazanımdır, zaten böyle birileri istemiyorum. Şükür azlar.
Ama olayı siz hesap edin:
Riskle ilgili en çok uyaran hesaplardan biri olmama rağmen bunlar geliyor başıma.
Halbuki herkes yanılır. Çünkü tanım olarak bu yanılma değildir. İşin doğasında denerken para kaybetme vardır.
Bunu bilecek ve yönetebilecek kadar ilerlemek finansal kararlarda bağımsızlığın ilk kriteridir.
Burada yapabileceğiniz maksimum “güvenme” işi, fikirlerine çok güvendiğiniz o kişinin söylediklerini, karar mekanizmanızda bir tık (ama bir tık, fazla değil) daha önemli bir konuma getirmektir.
Kişiye ne kadar güvenirseniz güvenin, onun tek lafıyla poz açmak, poz kapatmak belki sizi kısa süre mutlu eder ama eninde sonunda çok büyük dayak yersiniz. Olan hem sizin kafanıza, hem sizin kasanıza, hem de o kişiyle olan ilişkinize olur.
İşte, yaşadığımız MEGAP olayından aldığım notlar ve çıkardığım dersler.
Herkese bol kazançlar, sevgiler, saygılar.