Borsa Ne Olur?

Borsa Ne Zaman Yükselir?

Sevgili dostlar, merhabalar.

Yeni yazımda borsayla ilgilenen hemen herkesin sıklıkla sorduğu çok önemli bir soruya beraber cevap arayacağız: Borsa Ne Zaman Yükselir?

Bu soruyu muhtemelen siz de ya kendinize, ya çevrenize, ya da sosyal medyada takip ettiğiniz ve güvendiğiniz “üstada” sıklıkla sormuşsunuzdur.

Hatta Google’a girip “Borsa Ne Zaman Yükselir?” şeklinde aratan kişilerin sayısı hiç de az değil. Belki siz de bu yazıyı böyle bir sorgulama sonrası okuyorsunuz.

O zaman beraber kafa kafaya verip, borsaların ne zaman, neye göre ve hangi şartlarda yükseldiğine bakalım.

Borsa Hangi Şartlarda Yükselmeye Başlar?

Borsalar bildiğiniz üzere bir ülke ekonomisinin aynalarıdır ve ülkede faaliyet gösteren ve borsada işlem gören şirketlerin arz ve talebe göre fiyatlandığı serbest piyasalardır. O an o şirketin bir adet hissesine verilen en iyi alış teklifi ile en iyi satış teklifi eğer birleşirse, o hisse senedi o fiyattan el değiştirir.

Bu süreci işlem saatleri sırasında sürekli ve kesintisiz yaşadığınızı düşünün.

İşte borsalar alıcılarla satıcıların hisse senedi alış satış işlemlerini yaptığı herkese açık piyasalardır.

Peki hangi şartlarda yükselmeye başlar?

Buna cevabımı ikiye ayırmam gerekiyor.

Öncelikle Price Action bazlı bakalım. Price Action bir ürünün sadece fiyatı ve hacmiyle ilgilenen ve geri kalan hiçbir şeyi “bilmek zorunda kalmadığınız” bir disiplindir. Bu disiplinde bir ürünün fiyatının neden yükseldiği ve neden düştüğü önemli değildir. En basit anlamda, talep gören ürünün fiyatı yükselir, arzı artan ürünün de fiyatı düşer.

Bu konuyu biraz daha açalım ve başka bir dille tekrar anlatalım.

Arz ve talep açısından bakıldığında, eğer ilgili hisse senedini almak isteyen biri her defasında o hisse senedine “daha yüksek bedel ödemeye” meyilli ise, hisse fiyatları ve dolayısıyla borsalar yükselir.

Eğer ilgili hisse senedini satmak isteyen biri her defasında “ne olursa olsun satalım, daha aşağıdan da olsa satmak istiyorum” derse, hisse fiyatları ve dolayısıyla borsalar düşer.

Bu tanım borsaların ve hisse senetlerinin mikro çerçevede fiyatlamasıyla alakalıdır ve Price Action bazlı bir bakış açısıdır.

Ancak denir ki, fiyat değere aşıktır ve bir hisse senedinin fiyatı eninde sonunda değeriyle buluşur.

Dolayısıyla bu aşamada, işin makro tarafına, yani temel analiz tarafına bakmak gerekir.

Bir şirketin fiyatı performans göstererek ve ekonomik durumunu iyileştirerek ulaştığı değere eninde sonunda ulaşır.

Bir şirketin değerini arttırması için her defasında daha çok satış, daha çok kazanç, daha verimli üretim, daha katma değerli arge, daha rekabetçi bir varlık sergilemesi gerekir.

Bunun için de öncelikle ülkenin ekonomik şartlarının buna uygun olması gerekir. Düşük faiz, düşük kredi maliyeti, düşük finansman gideri, yüksek talep, yüksek satış, yüksek karlılık, teşvikler, ekonomik canlılık, tüketici aktivitesi gibi kriterler iyi performans göstermelidir.

Tüm bu şartlar şirketlerin büyümesi için gerekli ortamı oluşturur.

Eğer şirketler de vizyoner ve becerikli yöneticiler tarafından yönetiliyorsa tüm bu ekonomik durum şirket açısından da pozitif verilere dönüşür ve şirket büyür.

Şirket büyüdükçe yatırımcılarının ilgisini daha çok çeker. Ekonomik iyileşme yatırımcıların ve bireylerin de gelirini arttırdığı için yatırıma ayrılan para her defasında artar.

Böylece ekonomisi iyi olan ülkenin yatırımları ülkenin borsasındaki şirketlere yansır.

Böylece borsalar yükselir.

Hisse Senedi Fiyatlarını Yükselten Faktörler Nelerdir?

Yukarıda bahsettiğim gibi, hisselerin fiyatlarını yukarı iten temel şey aslında iyi yönetilen ekonomi sayesinde beklentilerde oluşan iyileşme, şirketlerin nakit akışındaki artış, risklerin düşmesi ve bunun sonucunda arz ve talebin dengesindeki bozulmadır.

Beklentilerde oluşan iyileşme derken ne demeye çalışıyorum? En basit haliyle, gelecekteki karların artacağı beklentisi iskonto edilen nakit akımlarını yükseltir, sonuç olarak fiyat yukarı doğru yükselmeye meyilli hale gelir.

Yeni ürünler, yeni anlaşmalar, düzenleyicilerin olumlu kararları ve teşvikleri şirkete nakit akışının artmasına ve fiyatın her defasında daha yukarıdan “alınabilir” olmasına yol açar.

Sonrasında gelen cirolarda kalıcı artış, finansalların düzelmesi, marjların güçlenmesi, borçluluk oranlarının düşmesi, nakit akışının düzenli pozitif hale gelmesi daha somut veri olarak iyi fiyatlanır ve yükseliş momentumlu, itkili hale döner.

Buna sektörel ve makro itki eklenirse, yabancı girişleri artarsa, fonların alımları eklenirse, şirket yönetiminden gelen pozitif sinyaller artarsa yükseliş devam eder.

Borsa Yükselirken Yatırımcı Davranışları Nasıl Değişir?

Kendinizden pay biçerseniz, eğer borsalara yatırım yapma işi daha az riskli hale gelirse siz daha iyimser, daha cesaretli, daha pozitif beklentili olursunuz. Daha yüksek risk alma eğiliminde olursunuz. Özgüveniniz artar. Daha fazla biriktirmek ve borsalara, şirket hisse senetlerine yatırmak istersiniz.

Kazançlar arttıkça belki diğer varlıklardaki paralarınızı da borsaya yatırmak istersiniz. Çünkü pozitif momentumdan faydalanıp, enflasyon üstü getiri amaçlarsınız.

Bu gerçekleştikçe eşiniz, dostunuz, iş arkadaşınız da bunu görür. Sizin kazanmanız onların da dikkatini çeker. Onlar da borsalara paralarını yatırırlar. Televizyonlarda borsa yükselişi haber olmaya başlar, raporlar artar, dergilerde, gazetelerde borsa haberlerini daha sık duymaya başlarsınız.

Bu bir sürü davranışına dönüşür. Fiyat yükselirken “ben dışarıda kaldım, yükselişi kaçırıyorum” hissiyatı dışarıdakiler tarafından her defasında daha çok hissedilir. Borsaya para girişleri hızlanır.

Genel olarak borsa ve katılımcılar daha pozitif, daha özgüvenli, daha istekli ve daha cesur davranır.

Borsa Yükselirken Uygulanabilecek Yatırımcı Stratejileri

Borsa yükselirken en çok para kazananlar genelde bu yükseli trendine en diplerden veya dipten dönüş gördükten sonra giren ve tüm trende tutunabilen trend takipçileridir.

Böyle bir borsa rallisinde sürekli pozisyon değiştirmek, yükselmeyeni satıp yükselene atlamak, yükseleni satıp daha az yükselene yeni poz açmak gibi proaktif yaklaşımlar genelde tek bir pozda sabit bekleyenlere oranla daha az para kazandırır.

Mesela, 20 günlük ortalamayı grafiğe atıp “20 günlük ortalama aşağı kırılmadıkça pozisyonumu tutacağım” deseniz bile muhtemelen sürekli yeni poz açıp pozları değiştirenlerden daha fazla para kazanacağınız kesindir.

Onun dışında daha iyi maliyet yapmak için kademeli giriş yapabilir, dönüşlerde kazancınızı kaybetmemek için izsüren stop kullanabilirsiniz.

Ralli eğer sektör bazlı bir ralliyse sektör endekslerini takip edebilir, sektör içerisinde relatif olarak daha güçlü duran şirketlere para yatırabilirsiniz.

Eğer yükseliş agresifse kaldıraç kullanabilir, büyük pozisyonlar yaratarak yükselişten daha fazla faydalanabilirsiniz (ancak dikkat edin, yüksek kaldıraç her zaman pozitif sonuçlanmayabilir)

Belli sektörlerde yükseliş doygunluğa ulaştıysa sektör rotasyonu yapıp yeni ve potansiyel sektörlere geçiş yapabilirsiniz.

Borsa Ne Zaman Zirveye Ulaşır ve Düşüş Başlar?

Burada ilginç bir durum var ki, borsalarda genelde zirveler her şey toz pembeyken, tüm beklentiler aşırı iyiyken, tüm risk algısı olabilecek en yüksek seviyedeken oluşmaya başlar.

Yatırımcı güveni zirve yapmıştır ve borsalar “hiçbir zaman düşmeyecekmiş” gibi gözükür.

Bu dönemlerde fiyatlar temel değerlerden ciddi şekilde kopmuştur ancak bu kopuş topluluk tarafından görülemez.

Tabi bu tek başına yeterli bir gözlem değildir, o yüzden aşağıdaki belli başlı önemli maddeler yaşanmaya başlarsa, borsalarınartık zirve yaptığı olasılığı artar.

  • Aşırı İyimserlik ve Yüksek Özgüven: Yatırımcı anketleri, piyasa beklentileri hep yüksektir, herkes yükseliş bekler ve yükselişin çok daha uzun süre devam edeceği düşünülür.
  • Zayıf Haberlerin Bile Piyasayı Etkilememesi: Piyasalar bu dönemlerde çok fazla affedicidir ve kötü gelen haberler bile ufak bir düşüş sonrası satın alınır ve yükseliş hızlıca tekrar başlar.
  • Temel Değerlerden Kopma: F/K, PD/DD, EBITDA gibi çarpanlar tarihsel değerlerin çok çok üzerinde seyreder. “Bu sefer farklı, bu değerlemeler artık normal” bakış açısı çok yaygınlaşır.
  • Hacim, Kaldıraç ve Yeni Yatırımcı İlgisi: Borsalar bu dönemlerde en yüksek yeni hesap açılış rakamlarına ulaşır, kaldıraç kullanımı çok artar, hacim tarihi zirvelerde ilerler.
  • Herkesin Aynı Pozisyonda Olması: Fonlar, bireysel yatırımcılar, balinalar, akıllı para, herkes aynı markette, aynı yönde, aynı yüksek hacme sahiptir.

Peki düşüş nasıl başlar?

Bu tür durumlarda düşüşler kötü haberler yüzünden değil, beklentilerin bozulduğu ve alıcıların artık aşırı doyumdan dolayı geri çekilmeye başladığı, dolayısıyla başlayan bir likidite eksikliğinden dolayı başlar.

Lider hisseler zayıflar, alıcılar geri çekilmeye başlar, zayıf haberlere aşırı tepkiler verilmeye başlanır, akıllı para ellerindeki malı retail traderlara yavaş yavaş verir, bunu yaparken uygun slipaj yaratmak için fomo ve coşku kullanılır.

Düşüşler artarsa kaldıraçlı pozisyonlar resen satış döngüsüne girer, açığa satışlar ve short pozisyonlar artar, talep birden geri çekilir ve arz hızla artar.

Çift tepe, yeni yüksek tepe, RSI negatif uyumsuzluk, fiyatların ortalamaları aşağı kırması gibi teknik davranışlar öncü sinyallerdir.

Özetle, düşüş “bir haberle” değil, piyasanın hikayeyi artık satın almamasıyla başlar.

Tarihsel Olarak Borsanın Yükseldiği Dönemler

Son dönemlerde Borsa İstanbul’da NAS dönemi rallisi, sonrasında Yan tahta rallisi, sonrasında Bankacılık endeksi rallisi gibi yükselişler tam da bu nedenlerle başlayıp, aynı nedenlerle bitmiştir.

NAS dönemi rallileri neredeyse 2 yıl sürmüştür ve en sonunda neredeyse herkes “rallinin henüz bitmeyeceğini” düşündüğü zaman bitmiştir.

NAS döneminde 1.5 milyon olan borsa yatırımcıları tam 8 milyona çıkmıştır. Kaldıraçlı pozisyonlar tarihinin zirvesini görmüş, hacim rekorları kırılmıştır.

Bankacılık rallisi de aynı şekilde neredeyse herkes bankalara para yatırdığı bir dönemde bitmiş, hatta o kadar sert bitmiştir ki taban taban serisi olmuş ve çok fazla yatırımcı mağdur olmuştur.

Borsa Yükselirken Yeni Başlayan Yatırımcılar Ne Yapmalı?

Burada farklı birkaç şey söylemem gerek. Çok normal olarak yeni yatırımcıların borsalarla tanışma zamanları genelde borsaların en coşkulu dönemlerine denk gelir. Çünkü o dönemlerde herkes borsa konuşur, herkes borsadan para kazanır, herkes birbirine bunları anlatır.

Kişi de haliyle borsalara girip para kazanmak ister.

İşler o kadar iyi gider ki, yatırımcı yüksek kaldıraçtan, dışarıdaki parasının tamamını içeriye almaya, evini arabasını satıp borsaya koymaya kadar gider.

Ancak bu tür durumlar aslında borsaların yükselişinin biteceğinin en önemli sinyallerinden biridir.

Bir laf vardır ya, “ayakkabı boyacısı bile borsa konuşmaya başlamışsa borsadan uzaklaşmak gerekir”. Aynı durum her an ve her borsa için geçerlidir.

Yeni başlayanların o yüzden çok dikkatli, risklerden haberdar olarak, yavaş yavaş ilerlemesi, kaldıraç kullanımından uzak durması, kendi özkaynağıyla işlem yapması, dışarıdan yüksek paralar sokmaması ve eğitim-öğretim süresini olabildiğince uzun tutması gerekir.

Price Action İşlem Stratejisi Trader’lara Nasıl Yardımcı Olabilir?

Price Action aslında traderlar için olabilecek en basit, en etkili ve en sade yöntemdir. Çünkü Price Action stratejisini öğrendiğinizde haber akışı, bilanço okuma, indikatörler, ekonomik gelişmeler gibi konuları öğrenmek, bilmek ve takip etmek zorunda kalmazsınız

Sadece fiyatın ve hacmin hareketlerini, tahtadaki arz ve talep bölgelerini takip ederek, risk ve ödül hesaplamalarıyla fiyat hareketlerine para yatırabiliriz.

Borsadaki Yükselişleri Tahmin Etmek Mümkün Müdür?

Borsadaki yükselişleri kesin olarak tahmin etmek mümkün değildir, sadece belirli koşullar gerçekleştiğinde yükseliş olasılığı anlamlı şekilde artar.

Mesela borsalardaki hacim artışı, kademelerdeki derinliğin yani likiditenin bollaşması, aşırı kötümserliğin artması sonucu yüksek iskontolu hisse senetleri, momentumun artması, değerlemelerin düzelmesi gibi kriterler borsaların yükselişlerini önden tahmin etmenin yöntemleridir.

2025 Yılında BIST’ın Performansına İlişkin Genel Bir Değerlendirme

Uzun süren NAS rallisi sonrası 2024 Temmuz aynıda başlayan düşüş 2025’in de geneline yayılarak devam etmekte. Ufak ralliler çoğu zaman sert düşüşlerle son buldu ve bu da yatırımcıların ve traderların piyasalardan sıkılmasına, bıkmasına yol açtı.

Aşırı bir kötümserlik ve hisselerde ciddi bir iskonto mevcut.

Bu şartlar altında piyasaların testere dönemlerinden veya ufak trendlerden yararlanmak çok önemli hale geldi çünkü topyekün bir ralli oluşmadı, trend takipçiliği de kolay yapılamıyor.

İçeriği noktalamadan önce; Borsanın İzinden BLOG’da borsa ne olur yazılarımla size 2025 içerisinde olabildiğince yardımcı olmaya çalıştım. Özellikle X (Twitter) tarafındaki abonelik hizmetiyle anlık endeks değerlendirmeleri, sektörlerin analizleri, yükselişe hazır hisseler, şirketler, long ve short fırsatları paylaşımına devam ettim. 2026 yılında da hız kesmeden ve gelişmeye devam ederek buradaki tempomuzu sürdüreceğim. Yakından takip etmek için tüm bu platformlara düzenli olarak göz atabilirsiniz.

Sevgili dostlar, Borsanın İzinden ekibi olarak size bir duyurumuz var.

Kripto para ekosistemine olan ilgiyi desteklemek ve bu dinamik dünyada güvenilir bir rehber olmak için yeni başlayanlardan deneyimli yatırımcılar kadar herkese değer katacak anlaşılır ve uygulanabilir bilgileri paylaştığımız Borsanın İzinden Kripto’ya hemen göz atabilirsiniz!

Ibrahim Babadagi

1984 yılında İzmir'de doğdum. Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olduktan sonra, çeşitli firmalarda satış yöneticiliği yaptım. 2009'dan beri finansal piyasalarda trading ile ilgiliyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu