Sevgili dostlar,
Eğer siz de, Franz Kafka’nın ünlü Dönüşüm kitabının, az ünlü kahramanı Gregor Samsa gibi, bir sabah uyandığınızda kendinizi bir hamam böceğine dönüşmüş olarak görseydiniz, aklınıza gelen 3-5 sorudan biri, hatta ilki belki de “neden durduk yere bir hamam böceğine dönüştüm?” olurdu.
Bir akşam insan olarak uyuyup, sabah bir hamamböceği olarak uyanan kişi önce “neden bu dönüşüme uğradığını” merak eder, değil mi? Hayatın olağan akışı içerisinde sizi bir hamam böceğine döndüren şey neydi? Neden tetiklendi, neden dün değil de bugün, neden bir böcek, neden hamamböceği?
Bunların hepsi, olayların göremediğimiz kısmını çözme isteğidir. Çünkü bizi hayvanlardan ayıran şey bu. Soru sorabilme kapasitemiz. Entelektüel birikimimiz. İnsanlar olarak kurduğumuz medeniyetin yakıtı da budur: “neden?” sorusu.
Yalan yok, meraklı doğduk ve meraklı yaşıyoruz. Dolayısıyla hayatımızın en önemli sorularından biri “Neden?” sorusu.
Yaşadığımız bu hayatı anlamlandırma işini, hayatın pratiğini sağlam temeller üzerine kurma işini, hayatın akışının dinamiklerini anlama işini önemsiyoruz. Dünya neden böyle işliyor, biz neden böyleyiz, toplum neden böyle ilerliyor, iş hayatı neden böyle, bu bilgisayar nasıl böyle çalışıyor, fiyatlar nasıl bir yukarı, bir aşağı oynuyor, bilançosu harika gelen kağıdı neden satıyorlar, ekonomi bu kadar kötüyken bu borsayı neden alıyorlar?
Hepiniz iyi kötü trading işini öğrenmek için buradasınız. Öğrenme işini sorular sorarak ilerletiyorsunuz. En çok sorduğunuz soru da yine “neden?”.
“Neden fiyat buradan dönüyor?”
“Neden bilanço harikayken satıyorlar?”
“Neden ekonomi bu kadar kötüyken alıyorlar?”
Evet, bu soru Trading öğrenme sürecinde mutlaka işinize yarar, çünkü sora sora perdeyi aralar, gerçekle yüzleşirsiniz. Sora sora zararlıları atar, kendi stratejinizi kurarsınız. Sora sora verileri filtreler, sadece işinize yarayanları tutarsınız. “Neden” sorusunu sormadan öğrenmek mümkün değil.
Ancak, unutmamanız gereken önemli bir mevzu var. “Neden” sorusu Trading öğrenmenin dostu olduğu kadar, öğrendiğinizi uygulamanın da DÜŞMANIDIR.
Trading dışı öğrenme aşaması ile, işlem içi uygulama aşamasını ayırmak gerekir.
Çünkü, trading’de pozisyondayken sorulan “neden?” sorusu, aksiyon almayı geciktiren en tehlikeli sorulardan biridir.
“Düşüyor ama neden?”
“Satıyorlar ama neden?”
“Buradan dönmedi, neden?”
Sevgili dostum, bunların hem hiçbir önemi yoktur, hem hiçbir zaman bilinemez, hem de bilinse de sonucu değiştirmez. Eğer düşüyorsa, arkasındaki neden aranmaz. Aksiyon alınır.
10.00tl oldu, neden düştü?
9.50tl oldu, neden satıyorlar?
9.00tl oldu, neden hissede baskı var?
8.50tl oldu, neden almıyorlar?
8.00tl oldu, bu hisse bu fiyatları görmezdi, neden?
Eğer bu döngüye girersen, işte böyle böyle satamazsın. Satamazsan da içeride takılı kalırsın.
Sonuç? Belki maliyetine gelir ama ne zaman, nasıl kim bilir. Kaçırılan fırsatlar, bozulan psikoloji de cabası.
Halbuki, traderlar olarak bizim bir hissede kaybedebileceğimiz en fazla para stopumuz kadar olmalı. Böylece kafamız da rahat olacaktır. Neden sorusu, bizim stopumuzu sürekli esneten bir zehir gibidir. Psikolojimize her defasında “ben çok kötüyüm, bana tutunacak bir dal uzat” mesajıdır.
“Neden” sorusu bir şeyler bilme ihtiyacının sorusudur. “neden” sorusu entelektüel bir sorudur. Ancak trading işlem sırasında entelektüelite kaldırmaz, merak istemez, soru sormana katlanamaz.
Beynin işlem sırasında olabilecek en az şeyi bilmelidir, sadece ve sadece fiyat ne derse onu yapmalıdır.
Trading, en aptal adamın, dünyanın en basit kurallarını, tamamen sorgulamadan, %100 robotik bir şekilde uygulayarak, dünyanın en zeki, sorgulayan, soru soran, entelektüel adamından daha fazla para kazandığı mecradır.
Trading sırasında kendinizi “BİLEREK APTALLAŞTIRMALISINIZ”.
O yüzden, “en iyi trader, hiçbir şey bilmeyen trader’dır” başlıklı bir yazı yazdım. BU İŞLERE MERAKIN VARSA MUTLAKA OKU.
Şimdi biliyorum, bazen düşünüyorsun, şöyle diyorsun kendine: “abi ben ortalamanın üzerinde bir zekaya, ortalamanın üzerinde bir pratikliğe, ortalamanın üzerinde bir akla sahibim, neden trading’de başarılı olamıyorum?”
Çünkü canım kardeşim, kendini “fazla soru sormayacak, sadece fiyatı takip edecek” hale indirmen gerekiyor. Bu da bir zekadır. Nerede ne yapacağını bildiğin zaman asıl zekayla tanışıyorsun.
Kendini halledilmesi gereken herhangi bir iş için ortalamanın altına konumladığında, daha aptal değil, daha akıllı oluyorsun. En iyi satışçılar bakkala esnaf danışmanı, kurumsala key account manager, patrona finansal danışman olabilen insanlardan çıkar.
Adaptasyon.
Karşıdakini ve o anki ortamı tanı, başarı olman gereken şekle evril.
Tabi ki kolay değil, ama yapabilirsin 🙂
Kolaylıklar dilerim.

Ibrahim Babadagi
Yazar1984 yılında İzmir'de doğdum. Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olduktan sonra, çeşitli firmalarda satış yöneticiliği yaptım. 2009'dan beri finansal piyasalarda trading ile ilgiliyim.
Harika bir paylaşım olmuş.
Teşekkür ederim.
Emeklerine sağlık kardeşim.