“Eğitimli adam” diyor, Napoleon Hill, “bir şeyi bilen biri değildir. Eğitimli adam, neyi nasıl öğreneceğini bilen adamdır.”
Napoleon Hill’in çok konuşulan, çok okunan, çok bilinen kitabı Think and Grow Rich, yani “Düşün ve Zengin Ol” çok önemli bir kitap. Okunduğunda belki biraz Amerikan kişisel gelişim klişelerinin tuzağına düştüğü söylenebilir, ancak yine de, dipte ve detayda o büyük kalabalık sepetin içine düşmeden, kendi ayaklarının üzerinde durabilen, bazı yerlerde çeşitli derinliklere ulaşabilen bir kitap olarak anılmalı.
Bu yazımda dostlar, size biraz bu kitaptan ve bu kitabı okurken aldığım notlardan bahsedeceğim.
İlk ve en önemli konu, bu kitap insana her olumsuzluğun mutlaka kendiyle eşit büyüklükte ve hatta daha da büyük bir “olumluluk” taşıdığını anlatıyor. Sadece bu “umutvar” yaklaşımı bile önemli.
Her Olumsuzluk Onunla Eşit Bir Olumluluk Getirir
Kitapta şöyle diyor:
“Every adversity, every failure, every heartbreak, carries with it the seed of an equal or greater benefit.”
Yani, “her sıkıntı, her başarısızlık, her kalp kırıklığı, onunla eşit veya daha büyük bir fayda tohumu taşır.”
Burada “her işte bir hayır vardır” gibi, “her kapanan kapıdan sonra mutlaka yeni bir kapı açılır” gibi farklı felsefeler de bu yaklaşımı destekliyor.
Hayatımızda gelişen her türlü negatiflik, sonunda bize belki daha hayırlı ve normalde karşımıza çıkmayacak yeni güzellikler getiriyor. Bunun zamanlaması tabi ki tam bilinemiyor, ancak normalde girilmeyen yollara, başa gelen o büyük negatif olaylardan sonra zorunlu olarak girildiği için, o yolun kişiyi götürdüğü yerin üzerindeki tüm olumlu gelişmeler aslında o negatif gelişmenin nedeni oluyor.
Bu noktada kitap bir nevi sebat etmeye dikkat çekiyor. Hill, başarıya giden yolda vazgeçmeyenlerin kazanacağını, kararlılıkla oluşturulan bir planın ve inancın bu süreci destekleyeceğini savunuyor. Ancak burada dikkat çekici olan, bu tavsiyenin yalnızca pratik eylemlerle değil, aynı zamanda olumsuz düşüncelerden arınma ve doğru çevreyi oluşturma gerekliliğiyle birleşmesi.
Yani negatifliklerden sonra yeniden rota hesaplamak yetmez, yeni hesaplanan rotaya uygun bir kafa yapısı ve buna uygun bir çevre tasarlanması da önemli hale geliyor.
Fikirler Dünyanın En Ucuz Emtialarıdır
Kitaptan ikinci bir alıntı şöyle:
“Opinions are the cheapest commodities on earth. Everyone has a flock of opinions ready to be wished upon anyone who will accept them. If you are influenced by “opinions” when you reach DECISIONS, you will not succeed in any undertaking.”
Burada “commodities” aslında varlık veya mal diye çevrilebilir, ancak her ikisi de tam karşılamıyor. Dolayısıyla ben emtia olarak çevirdim.
Yukarıdaki alıntının Türkçesi şöyle:
“Görüşler yeryüzündeki en ucuz mallardır. Herkesin fikirlerini, onları kabul edecek herkese fırlatmaya hazır bir durumu vardır. Kendi kararlarınıza ulaştığınızda, eğer başkalarının fikirlerinden etkilenirseniz, herhangi bir girişimde başarılı olamazsınız.”
Bu cümle aslında çok derin bir cümle.
Düşünsenize, herkes, her an size sizinle veya yaptıklarınızla ilgili bir fikir söyleyebilir. Karşı taraf için belki gün içerisinde sadece 5 dakikada, üzerinde hiç düşünülmeden sarf edilmiş bir fikir sizin tüm kararlılığınızı, motivasyonunuzu bozabilir.
Eğer GÜÇLÜ olmazsanız tabi ki.
Dolayısıyla, diğerleri hakkındaki her şeyi boşverin, hiçbir şeyi takmayın, cümlelerinin hiçbir önemi yoktur.
Sadece sizin uzun değerlendirmeler sonucunda filtrelediğiniz önemli insanların fikirleri önemlidir, bu da size sarf edilen fikirlerin ancak %1’idir. Geri kalan %99 fikir önemsizdir ve hatta çöptür.
Sakın dağılmayın, hedefe odaklanın ve devam edin.
Bir Şeyi İstemek ve Elde Etmek Arasındaki Fark
Kitaptan son bir alıntıyla, kitap incelememi bitireyim.
Kitapta şöyle diyor:
“There is a difference between WISHING for a thing and being READY to receive it. No one is ready for a thing, until he believes he can acquire it. The state of mind must be BELIEF, not mere hope or wish. Open-mindedness is essential for belief.”
Türkçesi şöyle:
“Bir şeyi gerçekten istemek ve onu ELDE ETMEK arasında bir fark var. Onu gerçekten elde edebileceğinize İNANANA kadar, aslında hiçbir şeye hazır değilsiniz. O yüzden, zihin durumu umut etmek ya da dilemek değil İSTEMEK olmalıdır.”
Napoleon Hill, başarıyı yalnızca istemekle değil, bu arzuyu güçlü bir hedefe dönüştürmekle ilişkilendiriyor. Zenginlik arzusunun bir plana dönüşmesi gerektiğini ve bu planın sıkı bir şekilde uygulanması gerektiğini vurguluyor.
Bu, yalnızca “bir şeyler dileseydim” düzeyinde kalmayan, net bir yol haritası çıkarma ve eyleme geçme çağrısıdır. Arzunun gücünü artırmak için yazılı hedefler belirlemeyi ve bu hedefleri sürekli tekrarlamayı öneriyor.
Yani, “keşke böyle olsaydı” değil, “böyle olmalı, bunun için neler yapabilirim”
Bu dönüşüm gerçekleştiğinde, çoğu şey hayali birer dilek ve fikir olmaktan çıkıyor, onun yerine isteğe ve tutkuya dönüşüyor.
Napoleon Hill’e göre arzunun eyleme geçebilmesi için inanç şart. Ancak inançların da güçlü duygularla desteklenmesi gerekli.
–
Evet, Napoleon Hill’in Think and Grow Rich, yani Düşün ve Zengin Ol kitabı benim kendi gözümden böyle.
Umarım yararı olmuştur dostlar.
Diğer kitap incelemelerim için Kitap İncelemeleri kategorisine mutlaka göz atın.
Kendinize iyi bakın.
Mücadeleye devam.

Ibrahim Babadagi
Yazar1984 yılında İzmir'de doğdum. Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olduktan sonra, çeşitli firmalarda satış yöneticiliği yaptım. 2009'dan beri finansal piyasalarda trading ile ilgiliyim.