Dostlarım, biraz rastgele gevezelik edeyim istedim. Tabi ki trade psikolojisi üzerine. Biliyorsunuz, yaklaşık 2 ay önce Borsanın İzinden Atölye adı altında bir oluşuma gittik. Bizim sitenin, profesyonel teknik analiz öğrenmek isteyenlere hizmet veren bir alt birimi gibi düşünün. Çok kısa süre içerisinde farklı konularda 4-5 eğitim olacak içerisinde. Şimdilik ilk eğitim, yeni başlayanlar için teknik analiz eğitimi yayında. Asıl konuya geçmeden önce, Atölyeyi ve eğitimi incelemek isteyen olursa diye aşağı linki bırakıyorum:
Atölye ilk kurulduğundan itibaren sağ olsunlar bana güvenenler, benim bu işi iyi yaptığımı ve iyi öğreteceğimi düşünenler ve teknik analiz öğrenmek isteyenler eğitime yoğun ilgi gösterdi. İçeride bu işe gönül vermiş acemi veya orta seviye onlarca insanla bir aradayız. Sürekli iletişim halindeyiz. Bu durum, bana daha önce Twitter takipçilerimden gözlemlediğim bazı konuları, çok daha yakın ve birebir gözlemleme imkanı verdi. Öğrencilerimden bir çoğuyla DM üzerinden yakın temastayız, sorularını cevaplayıp sistem kurmalarına yardımcı oluyorum.
Ancak, teknik analiz öğrenmek isteyen pek çoğunda bazı temel hataları fark ediyorum. Şimdi bu zincirde, bu hatalardan birine değineceğim müsaadenizle. Bu hatanın tam bir ismi yok, ancak en basit haliyle, “öğrenme süreciyle ilgili çok fazla beklentiye girme hatası” diyebilirim.
Bu işe gönül vermiş çoğunuz, şunu unutuyorsunuz: şu an içerisinde bulunduğunuz aşamanın adı ÖĞRENME AŞAMASI. Burada işiniz teknik analiz öğrenmek. Bu sizin ustalık performansınız değil, şov yapacağınız zaman dilimi hiç değil, para kazanmaya, hatta olabildiğince hızlı para kazanmaya ODAKLANMIYOR olmanız lazım. Bu aşama, adı üstünde, teknik analiz öğrenmek için çaba gösterdiğiniz, işi çözmeye çalıştığınız, kendinizi tanıdığınız, piyasanın içerisinde kendinize bir rol biçtiğiniz, bu rolü ete kemiğe büründürdüğünüz dönem.
Yani, şöyle anlatayım, şu an siz kendinize olta bakıyorsunuz. Hangi oltayı kullanabilirim, onu bir ölçüp biçiyorsunuz. Sonra balık tutmak için diğer ekipmanlara bakacaksınız, belki zıpkınla avlanmak daha çok hoşunuza gidecek. Belki kıyı balıkçılığı değil tekneyle denize açılıp tekne balıkçılığı yapmak isteyeceksiniz. Belki balık tutmak size göre değil, bunu da fark edecek, aksiyon alacaksınız.
Sonra avlanacak yer seçeceksiniz, nerede balık var, neresi dalgalı, neresinin huzuru daha çok, nerede keyifle takılabilirsiniz ona bakacaksınız. Belki her sabah saat 4’te denize açılmanıza gerek kalmayacak, belki bu işi sizin için yapan birilerini bulacaksınız. Yani, balık tutmak kadar basit bir mevzunun bile sizinle örtüşmesi için belli bir öğrenme dönemi, öğrenme aşaması gerekiyor. Siz hangisine uygunsunuz, hangisini yapmak istiyorsunuz, ya da bu işi gerçekten yapmak istiyor musunuz yoksa hiç evden çıkmasaydınız daha mı iyiydi?
Halbuki, Atölye’de konuştuğum teknik analiz öğrenmek isteyen bir çok öğrenci, hemen şimdi, sorgusuz sualsiz para kazanmak istiyor. Bu da onları inanılmaz büyük bir beklentiye sokuyor. En ufak bir stopta, en ufak bir başarısız trade’de de bir çoğunuzu yerden toplamak zorunda kalıyorum.
Teknik Analiz Öğrenmek ile Balık Tutmayı Öğrenmek Arasındaki Benzerlikler
Yine yukarıdaki örnekten gidelim, size en ideal oltayı veya balık tutma yöntemini bulabilmek için önce biraz harcama yapmanız gerekir. Olta alır, kıyı balıkçılığına başlarsınız. O sarmazsa zıpkın alır, dalışa geçersiniz. Veya başka bir olta almak zorunda kalırsınız. Kendinizi tanımak için yine sektöre (bu örnekte balık avcılığı sektörüne) belli bir para bırakmanız gerekir. Bu piyasanın faturasıdır. Size kesilir, siz de ödersiniz. Bundan kaçamazsınız. Kendinizi tanımanız için biraz para harcamanız gerekir.
Piyasa da aynıdır, kendinizi tanımak, piyasanın akışı içerisinde iyi bir konuma yerleşmek, kendinize uygun trade tarzını bulabilmek için piyasaya biraz para kaptırmanız gerekir. Üstelik, bu sonra da devam edecektir. Usta trader da hala piyasaya para kaptırır, bu normaldir. Bu süreçte sizin temel işiniz “para kazanmak”, “kasayı büyütmek” değil, “kasayı korumak”, aptalca bir şey yapıp oyun dışında kalmamak olmalıdır. Bir sonraki gün de oyunda olmak için yaşarsınız. Çünkü piyasada geçireceğiniz her dakika, sizi bu işi çözmeye daha da yakınlaştırır.
Küçük küçük stoplarla kasayı kurtardığınız her hareket, sizin devasa bir trendde kazanabilmeniz için ortam hazırlar. Her hata bir sonraki mükemmel hareketin gıdasıdır. Hata yapmaktan korkmayın, küçük paralar kaybetmekten korkmayın. Bu faturaları piyasaya ödemeden piyasadan rol talep edemezsiniz. Piyasanın bir faturası vardır, bir kaşesi vardır, bir bedeli vardır. Ancak bunu ödeyenler mükemmelleşir çünkü ancak bunu ödeyenler bir sonraki cezayı yememek için ne yapması gerektiğini bilir.
Şu an testere piyasasındayız üstelik, bu dönemler sizi çok daha hızlı olgunlaştıracak, kendinizi çok daha hızlı bulacaksınız. Boğa piyasası gibi ne alırsanız gitmiyor, özgüveniniz tavan değil, öğrenmeye daha açsınız, tedirginsiniz. Kendinizi bilgiyle, kitapla, videoyla, doğru kişilerden alacağınız doğru geri bildirimlerle besleyin ve bir sonraki büyük harekete en ideal şekilde hazırlanın. Gelmek isteyen olursa, Atölye’de bu mevzuları bol bol konuşuyoruz. Eğitim de size çok büyük katkı sağlayacaktır.
Kendinize iyi bakın, enseyi karartmayın, hep şu soruyu sorun, “bir sonraki gün nasıl ayakta kalırım?”. Çünkü, bir sonraki gün sizin belki de geçmiş 1 yılınızın tüm kaybını karşılayacak devasa bir trende tutunduğunuz gün olabilir. İyi akşamlar.
